HERŞEYE MUHALAFET!     İnsanız ve doğal olarak düşünen bir varlığız. Gerek arkadaşlarımızla, gerek iş yerimizde, gerek dost-akraba meclislerimizde karşılıklı konuşuruz, tartışırız ya da bir şeylerden haberdar ederiz. Ancak kimi zaman karşımızdaki konuşurken  içimizden “ amma da düşünmeden konuşuyor” dediğimiz anlar olmuştur. Yani bize göre karşımızdaki düşünce kirliliği yapmaktadır. İşte tam da bu anda içimizdeki muhalefet duygusu kendini gösterir. Muhalefet yani diğer bir anlamıyla karşı durma, aykırı düşünme. Aslında ne yazık ki kuramadığımız empati nedeniyle karşımızdakinin de bizim için aynı şeyi düşünebileceği aklımıza bile gelmez. Çünkü hep kendimiz haklıyızdır. Karşımızdaki insanı anlamak için dinlemeyi başarsak belki de bu kadar muhalefet  kirliliği yaşamayacağız. Öyleleri de vardır ki bize tam anlamıyla “ her şeye de muhalefet olma be kardeşim” dedirtir. Çünkü dinlemek ve anlamak işimize gelmez. Siz  -A dersiniz o ısrarla –Z der. Siz –SİYAH dersiniz, o ısrarla –BEYAZ der. Maksat uzlaşmak, doğruyu bulmak değil, kendi dediğini kabul ettirmek için muhalefettir. Etrafımızda çok sıklıkla duyuyoruz: Şunun için proje, bunun için proje diye. Sonra bir bakıyoruz ki, muhalefet etmek isteyenler yapılmak istenen projelere bir kulp takıp aksini anlatmaya başlıyorlar. Anlamadan dinlemeden eleştireceğinize, muhalefet edeceğinize, bir inceleme, araştırma zahmetinde bulunup, ondan sonra yıkmadan doğru düşündüklerinizi anlatmak isteseniz, zaten ortada muhalefet naraları olmaz, insanlığın yararına  bir iş yapılmış olur. Çözülmesi gereken elzem konularla ilgili insanları sokağa dökeceğinize, sağda solda içinden cımbızla çekilmiş sözcükleri, cümleleri muhalefet çığlıkları ile etrafa negatif elektrik yayacağınıza, düşünce havuzları oluşturup, oralarda yapıcı fikirleri biriktirseniz daha iyi olmaz mı? Bir şeyi daha duyar duymaz karşı çıkacağınıza, iyice dinleyip gerçekten yanlış bir iş ise bunu akılcı ve anlaşılır bir dille izah etseniz daha verimli olmaz mı? Karşılıklı muhalefet yapıldığında sonuca varılmadığını, tam tersine daha büyük bir çıkmaza girildiğini görseniz olmaz mı? Hem -doğru tektir- deyip, sonra da herkesin doğrusu kendine göre demenin bir alemi var mı? Elbette kendi doğrularımız kendi özlük yaşamımızdaki kuracağımız dengeler için olmalı. Ancak sosyal yaşamda, hepimizi ilgilendiren konularda çoğunluğun faydası önde olmak  zorunda. Bu noktada birlik ve beraberliği bozacak doğrultudaki düşünceler  “her şeye muhalafet” demekte hiçbir sakıca yok bence. Muhalefet elbette olmalı. Ancak körü körüne, bilinçsizce, amaçsızca değil! İnsanlara zarar verecek şekilde değil! Sosyal konularda hukukun üstünlüğüne inanarak mücadele etmek en doğrusu. Muhalefet yapayım derken içimizdeki canavarı beslemek yerine, insanlığımızı büyütelim. Sevgiyle kalın. Hüseyin Pehlivan ALTINOKTA KÖRLER DERNEĞİ MANİSA ŞUBESİ