İzmir’in,  Bayındır İlçesinde, Belediye binasının tam önünde yetişmiş,  aynı gövde de hayatını sürdüren, incir ve zeytin ağacını duyduğumda,  çok fazla şaşırmadım. İki meyveyi de vermeyi başaran bu birlikteliği, Allah’ın bir mucizesi olarak görüyorum. Şimdi yaşadığımız topraklardaki kavgaları düşünelim;  kimse, kimseyi çekemez durumda. Vatanın parçalanması için, ellerinden geleni fazlasıyla yapmaya özen gösteriyorlar. Sanki bu, incir ve zeytin değilmişiz gibi. Hâlbuki birbirimize o kadar karıştık ki, Bayındır’daki incir ve zeytin misali meyvelerimiz çocuklarımız oldular, yetiştiler. İmkânların verdiği kadar vatanlarına hizmet etmeye çaba gösterdiler. Ülkemizin her konuda ileri seviyelere ulaşmasını istediler, ayrım yapmaksızın! Çünkü bizim geçmişimizde Osmanlı İmparatorluğu’ndan gelen bir alışkanlıkla din, dil, ırk ayırımı hiç yapılmadı. Bunu yapmak isteyenler tamamen Türkiye Cumhuriyeti’nin ilerlemesine göz yummak istemeyen daha önceki dönemlerde Türklere her daim düşman olan fakat şimdi dost gibi görünen, dünyanın çeşitli yerlerindeki gelişmiş devletlerdir. Bizi parçalamak için çalıştılar ama muvaffak olamadılar ve olamayacaklar.  Hala, dışarıdan güdümlü,  büyük projelerle planlarından vazgeçmeden, uyumadan, Türkiye Cumhuriyeti’ni zayıflatmak için sınırlarımız içindeki halkları birbirine düşürmeyi hedefleyerek, din kisvesiyle halka baskı yaparak devletin güçsüzleşmesi,  halkın gözünde itibarsızlaştırılması gibi siyasi gizli taktiklerle amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Seçimlerden bugüne kadar gelinen süreçte, vatanın güney ve doğusunda  bir parti  tek başına güçlü gözüküyor, diğer bir parti, kıyı kesimlerde   güçlü, bir diğeri sadece, İç Anadolu da var. Eski iktidar ise,  bütün buralarda var fakat hiçbiri bir ve bütün olmanın siyasetini yapmak için uğraşmıyor. Kimisi kendi doğrularıyla halkı kandırmaya özen gösterirken, kimisi tek doğru olan onlarmış gibi her tarafı topa tutuyorlar. Anadolu toprakları kenetlenmeyi bize bayındır da olduğu gibi göstermeye çalışıyor ama bizlerin gözlerine inen perde,  hiçbir şeyi görmemize izin vermiyor. İnsanlığın eksiklerini tamamlamak, hataları düzeltmeye çalışmak yerine, karşı tarafın yanlışlarını bağırıp, çağırıp, tozu dumana katıyorlar. Halk meclisteki 4 partiye de, tek başına yönetemezsin dedi birleşin dedi, ama partiler birleşmenin ne demek olduğunu unutmuşlar.  Sanki tek başlarına iktidar şansları varmış gibi isteklerde bulunarak olayı tamamen çıkmaza sokuyorlar. Bilmiyorlar ki yönetemezsen gidersin. Parlamenter sistemde yürütmenin kurulması için verilmiş olan süreleri doğru olarak değerlendirip ortaya güzel bir incir, zeytin birleşimi çıkmasını bekliyoruz. Elbette bunu nasıl yapacaklar, bilemiyorum, ama en az bir günlerini ayırıp Bayındır’a giderlerse Allah’ın birleştirdiği bu iki ayrı ağacı görüp,  kendilerine çeki düzen verebilirler diye düşünüyorum. Kavga zamanı bitti. Sandıklar açıldı. Şapka düştü, kel göründü. Artık yapılması gereken şeyler belli ve hızlı bir hareketle halkın nabzını düşürmeleri gerekiyor.  İktidarı, koalisyonla kurarak bir an önce sükunet sağlanmalı. Ülkeyi koalisyonla dahi olsa en iyi şekilde yönettikleri takdirde, halk bunu mutlaka görecektir. Taşın altına elini koyanların hakkını sandıkta verecektir. İncir ve zeytinin mucizesini görmek dileğiyle. Sevgiyle  kalın. YAZAN: HÜSEYİN PEHLİVAN