A L T I N O K T A
altinoktamanisa@hotmail.com / 0236 239 21 28 / 0532 570 72 21

Office Address

  • 121 King Street, Australia
  • example@gmail.com
  • (00) 2500-123-4567

Pinterest

Social List

RİTİM YAZAN: HÜSEYİN PEHLİVAN   Ritim, dünyanın var olduğu ilk andan itibaren, hayatımıza girmiştir. Tüm zamanlarda, insanoğlunun hayatının yönlendirilmesinde,  onun düzenli bir şekilde yürütülmesinde, farkında olmasak da ritim,  her an bizim içimizde, beynimizin bir lobunda, bize tempo tutmamıza yardımcı olmuştur. Dünyamızın, doğanın bir ritmi vardır. Ancak, insanoğlunun kendince kurduğu sistemler, hatta insanın kendisi, ailesi, yöneticiler, bürokratlar ve bunların sahip oldukları farklı ideolojiler, hayatın ritmini zaman zaman bozabiliyorlar. Ritmi ve dolayısıyla düzeni yakalamak istiyorsak,  dikkat etmemiz gereken tek şey hayata olan bakış açımızı objektif olarak gerçekler üzerine kurmalıyız ve kimsenin güdümüne girmeden aklımızı kullanarak hareket etmeye çalışmalıyız. Aklımız bize dünyadaki her şeyden daha yakın ve faydalı olacak tek şeydir. Her şey akılda başlar ve akılda biter. Aklımız, ritmimizi, düzenimizi bize sağlayacak güçtedir. Bizim gibi engelli insanların ritimleri ise bilinçli olarak bozulmak istenmektedir. Çünkü “engelliler” çoğunun güttükleri amaçlarda araç olarak kullanılmaya çalışılmakta, fotoğraf karelerini süslemektedirler. Bazıları ise engellilerin yapabileceklerini, üretebileceklerini ve yaşayabileceklerini görmemek için ellerinden geleni yapmakta, hatta haklarımızın savunulduğu ortamlarda bizlere utanmadan  “sizler zaten alabileceğiniz, hak ettiğiniz her şeyi alıyorsunuz daha fazla ne istiyorsunuz” diye utanmazca bir tavır içine girerek, hadsizce tüm engellileri rencide etmektedirler. Yaklaşan genel seçim sürecinde yine bizleri görmezden geldiler, hayatın akışında biz engellilerin dahil olması gereken ritmi bozdular. Bizlere düşen asıl görev ise, sandıkta bunların yani ritim duygusu olmayanların kulakları rahatsız eden tınılarını bozmaktır. Engellilerin de yaşadığını ve bu toplumu oluşturan bütün içinde aileleriyle birlikte var olduğunu, engelliliğin onların belirlediği gibi    “bu vatanda yaşayan sadece on milyon insan” şeklindeki bir matematik hesabından ibaret olmadığını göstermeliyiz. Ortalama çarpanlarımızla yirmi beş milyonu buluyor, hatta geçiyoruz bile.  Biz engelliler olarak bu ritmi bozacak güce sahibiz ama bunun farkında değiliz. Mevcut ideolojiler bizleri görmezden gelmeye özen göstermektedir. Listelere “lütfen” girmek istemiyoruz. Bizler o topluluklarda bulunan insanlar kadar hatta fazlası ya? Düşünebilen, imkân verildiğinde üretebilen hatta daha fazlasını yapabilen insanlarız. Bizim şu andan itibaren yapmamız gereken kendi ritmimizi yakalayıp karşı durmayı bırakarak iktidar yürüyüşünde başarılı olabilecek güçteki toplulukları bir araya getirerek, beklentilerimiz karşılayacak yeni bir ideolojiyi yoktan var etmektir. Aslında bizler çaresini biliyoruz. Ortak ritmi yakalayıp, bunu gitmemiz, bulunmayı hak ettiğimiz her yerde yerimizi alıncaya kadar aynı yolda devam etmeliyiz. Bizim varlığımızı fark etmek istemeyenlerin kabulleneceği bir noktaya getirmek için, elimizden geleni yapmalıyız. Tabii ki hayatın ritmini bozmadan! Sevgiyle kalın.
Related Tags:
Social Share: